Hasret, kavuşma arzusudur.
Uzak kalınan, kaybedilenin ardından duyulan özlemdir. Herkesin vardır bir hasreti. İnsan neyin hasretini çekiyorsa en büyük yarası da odur aslında.
Hasret, Arapça hsr “yokluk, yoksunluk” kökünden gelir ve hasar ile akrabadır.
Hasret kalmak, hasarın en büyüğü değil midir? Hasarsız insan var mıdır?