Ayaz düşerken yaylanın yüreğine, bir ak kız yürür çiylerin üstünde…
Ne sesi kalır rüzgâra, ne kokusu zamana…
Ak Kızın İzinde, hatırlamak için yürür insan bazen…
Ayaz düşerken yaylanın yüreğine, bir ak kız yürür çiylerin üstünde…
Ne sesi kalır rüzgâra, ne kokusu zamana…
Ak Kızın İzinde, hatırlamak için yürür insan bazen…
Yaş ilerledikçe neyi daha iyi anladınız?
Cevap:
Yaradan bizi en uygun zamanda yaratmıştır. Allah'ın bizim için seçtiği şartlar, yer ve zaman en isabetlisidir. Olmamız gereken yerde bulunuyoruz. Öyleyse bunun kıymetini bilmeli israf etmemeliyiz.
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
BAHATTİN KARAKOÇ
İnsan kırılan kalbi için küsmeyi bulmuş bakmış affedemiyor susmayı bulmuş. Ama içi içini yemiş, sessizliğiyle yankılanmış kendi içinde. Ne kadar uzaklaşsa da kırıklığın izleri hep içinde kalmış. Sonra anlamış ki küsmek çözüm değil, susmak iyileştirmiyor. İnsan, kırılan yerlerinden büyümeyi öğrenmeli, affedemese bile hafiflemeyi bilmeli. Çünkü yükünü hep içinde taşımak, yarayı kanatmaktan başka bir şey değil…
“Bir burukluk var, hep vardı. Öyle alengirli sözlerle falan anlatmak istemiyorum. Bir burukluk var. Hep vardı..”
Bir insana bağlı olmakla, bağımlı olmak, kıskanmakla, saplantılı olmak, onunla yaşamakla, onsuz yaşayamamak ve bir insanı sevmekle, severek öldürmek arasında çok kalın bir duvar vardır.
Ve o duvarın üzerinde şu yazar;
İnsan sevdiğine asla kıyamaz…!
Durulduğu zamanları olur insanın, yorulduğu zamanlar olduğu gibi. Ama ömür götüren kırıldığı zamanlardır.
Beklemek… Bazen bir ömür kadar uzun gelir insana. Hele ki 72 saat, bir umutla doluysa. Bir haber, bir ses, bir nefes için geçen üç gün… Zaman ağırlaşır, her dakika uzar. Ama beklemek, sabrın ve umudun sınandığı yerdir. 72 saat boyunca kalbin hep aynı şeyi fısıldar: Umut, umut, umut… Bazen zaman dursun istersin, hiç ilerlemesin. Bazen de zamanın çok hızlı geçmesini istersin. İşte bu sefer zaman çok hızlı geçsin. 72 saat 72 dakika gibi geçsin. Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma. Hemen geçsin. Rabbim kolaylık ver.
Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne, asılmaz duvar bendedir, Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.
Necip Fazıl Kısakürek
“Anımsama bir buluşma şeklidir. Unutkanlıksa özgürlük.” diyor Halil Cibran. İnsan hem özgürlüğüne düşkün hem de anılarından kurtulamayan bir varlık. Kimi anılarını unutmaya dünden razıyken kimi anıları da kendince bir buluşma şeklidir. Hem özgür olmak hem de unutmadan yaşamak mümkün mü?
Ayaz düşerken yaylanın yüreğine, bir ak kız yürür çiylerin üstünde… Ne sesi kalır rüzgâra, ne kokusu zamana… Ak Kızın İzinde , hatırla...