27 Haziran 2023 Salı

İnsan Ne ile Yaşar

 Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom'un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır.

Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir.
Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Pahom'a "Sabah güneşindoğuşundan batışına kadar katettiğin bütünyerler senin fakat güneş batmadan yenidenbaşladığın yere dönmen lazım" der. "Yoksa bütün hakkını kaybedersin." Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye.
Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez.
Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir gücü.
Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, burnundan kanlar damlamaya başlar.
Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz...
Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olayı bir daha izlemiştir.
Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom'u gömerler.
Reis, Pahom'un mezarının başında durur şöyle der:
"Bir insana işte bu kadar toprak yeter!"

Mütemadiyen biriktirmek istiyoruz.
Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar kıyafet, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev... Gözlerimiz, midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük...
Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını.
Biriktirdikçe hayata olan bağlarını artırır. Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yitip gider aklından...
Tüketmeye de çok meraklıdır insan. Biriktirdiği paranın, eşyanın, malınmülkün yanında zaman tüketir, söz tüketir... Benlik biriktirirken, benliğini tüketir...
Sofraya koyabildiğimiz bir bardak çayın, zeytine, ekmeğe ulaşabilmenin bir zenginlik olduğunu ne zaman fark edeceğiz.
Doldurabildiği bir cüzdanı olmasa da bir evi muhabbetle, kanaatle dolduran bir kadının, akşamları evine gelen, ekmek getiren, "Eline sağlık hanım" diyen bir erkeğin, "Zengin" olduğunu ne zaman anlayacağız?
Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar fakiriz hepimiz  aslında.. Fakirlik sadece maddiyatla mı olur, yoksa insan duygusal olarak da fakir olabilir mi? Hangisi daha zor bir durumdur? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ak Kız

  Ayaz düşerken yaylanın yüreğine, bir ak kız yürür çiylerin üstünde… Ne sesi kalır rüzgâra, ne kokusu zamana… Ak Kızın İzinde , hatırla...