Vargit Çiçeği

 Vargit çiçeklerinin açması "Soğuklar başlıyor, artık göç vakti gelmiştir" anlamını taşıyor. İlkbaharda açan 'vargel' çiçekleriyle yaylalara çıkan yaylacılar, sonbaharla açan vargitlerle de yayladan dönüş hazırlığına başlıyor. Bu çiçekler doğada zamansal dönüşümün göstergesi olarak da biliyor. 

Her yıl Karadeniz yaylalarında Mayıs ayı itibari ile başlayan yayla mevsimi Ekim ayı itibari ile sona eriyor. Yaklaşık 6 ay yaylada kalan vatandaşların köylerine dönmesi gerektiğini ise ‘vargit’ çiçekleri söylüyor. Aybastı Perşembe Yalası gibi bin metre ve üzeri yaylalarda açan çiçekler yaylacılar için yayla sezonunun bitişinin habercisi olarak görülüyor. 

Artık bu çiçekler de açtıysa annemin de yayladan göç etme zamanı geldi. Dönüş hazırlıkları başladı. Haftaya annem de dönüş yapacak inşallah. Bir yayla sezonunun daha sonuna geldik hayırlısıyla. Ben de bu amaçla bugün hem yaylanın muhteşem güzelliklerini görmek hem de sıla-i rahim yapmak için ebeveynlerimi ziyarete geldim. Artık dönüş vakti…

Çayın üç hali

 Ağzının tadı yoksa bir çay demle, doldur üç bardak. Biri sağlığına, biri varlığına biri de yandığına olsun. Çayı eskiden beri sevdiğim doğrudur. Muhabbetin de hası çay ile olanıdır. Ağzımın tadının kaçmasından ötürü değil de hangi nedenle çayı sevdiğimin sebebi aşikârdır vesselam.

Yalnız Kalmak

 Mutlu olmak için hep başarılı olmak zorunda değilsin, en tepede olmadığın için dipte değilsin. Değerini; aldığın alkışlar ölçmez, hata yaptın diye dünyanın sonu gelmedi. Herkesi her zaman memnun etmek zorunda değilsin, herkesin seni sevmesi gerekmez, arada yalnız da kalabilirsin.

Telaş

"Telaşa gerek yok, öleceğiz." diyor Fazlıoğlu.

Telaş, Arapça talāşī “dağılma, dağılarak yok olma” sözcüğünden geliyor.

 Kelimenin "Kaygıyla karışık acele" anlamı Türkçeye özgüdür, Arapçada böyle bir anlamı yok. Hangi dilde olursa olsun fark etmiyor: Ölüm gerçek. Nerde, ne zaman, kaç yaşında bilinmez ama bu hakikati asla değiştirmez. O yüzden şairin de dediği gibi: Amacımız gökkubbede hoş bir seda bırakmaktır.

Sensiz Olmaz

 'Kendim için değilsem, kimin içinim? Eğer yalnızca kendim içinsem, ben neyim? Ve şimdi değilse, ne zaman?'

İnsanı harekete geçiren şey, yeri doldurulamazlığını, biricikliğini hissetmesidir. Dünya, sen susarsan sessiz, sen harekete geçmezsen atıl kalacaktır. 

Sensiz olmaz.